Muhasebede Dönemsellik Kavramı (İlkesi) Nedir?

Muhasebede Dönemsellik Kavramı (İlkesi) Nedir?

15.09.2019
ERP
1256 Görüntülenme
0
0

Merhaba Arkadaşlar.

Bu yazımda Muhasebede Dönemsellik Kavramı üzerinde duracağım. Muhasebede dönemsellik ilkesi nedir, dönemselliğin muhasebe uygulamalarında, vergide ve raporlamada ne gibi etkileri vardır göreceğiz.

Diğer tüm yazılarımda olduğu gibi, MuhaSebep felsefesi gereği konuyu en basit haliyle ve her kesime hitap edecek şekilde anlatacağım.

Yine en geriye giderek başlayalım (böylesini seviyoruz, değil mi?). Muhasebe Nedir başlıklı makalemde muhasebenin 4 ana görevinin olduğundan bahsetmiştim:

  • Kayıt,
  • Sınıflandırma,
  • Raporlama,
  • Analiz.

Bir de muhasebenin felsefesinin ana çatısını oluşturan 12 adet kavramı olduğunu söylemiştim:

  1. Kişilik,
  2. Sosyal Sorumluluk,
  3. Para ile Ölçülebilme,
  4. Maliyet Esası,
  5. Belgelendirme (Tarafsızlık),
  6. Önemlilik,
  7. Tam Açıklama,
  8. İhtiyatlılık,
  9. Özün Önceliği,
  10. Maliyet Esası,
  11. İşletmenin Sürekliliği,
  12. Dönemsellik.

Muhasebeci, 4 ana görevini yerine getirirken yukarıda sıraladığım ilkeler doğrultusunda mesleğini icra etmelidir. Aksi halde eksik ve/veya hatalı olur.

Diğer kavramlara daha sonra değinirim. Dönemselliği ele alalım.

Dönemselliğin üstüne getirdiğim “İşletmenin Sürekliliği” kavramı konumuz ile alakalıdır. İşletmenin sürekliliği kavramına göre işletmeler sadece belli bir süre için kurulmazlar. Teorik olarak (firma sahiplerinin ömürlerine bağlı kalmaksızın) sonsuza kadar faaliyet gösterecekleri varsayılır.

Her ne kadar işletmenin varlığı süreklilik arzetse de; Vergisel ve Muhasebesel anlamda belli dönemler itibari ile değerlendirilmeleri ve bu nedenle belli sürelerde parçalara ayrılması şarttır.

Böldüğümüz en büyük parçalar eşit uzunlukta ve 12 ay olmalıdır. Ancak bazı durumlarda (yeni firmanın kuruluşu, kapanması veya hesap dönemi değiştirmesi vs.) bu süre daha kısa olabilir. Ama daha uzun olamaz. Bu 12 aylık döneme Mali (Finansal) Yıl denir.

Mali yıl normalde takvim yılıdır (1 Ocak – 31 Aralık arası). Ancak bazı durumlarda mali yıl, takvim yılından farklılık gösterebilir. Buna da Özel Hesap Dönemi denilmektedir. Özel hesap dönemine geçecek firmalar Vergi Dairesi’nden izin alırlar ve Ticaret Odası’ndan tescil ettirirler.

Mali yıldan ayrı olarak:

  • Aylık
  • 3 Aylık

dönemler itibari ile de vergilendirme veya raporlamalar gerçekleştirilir.

Firmanın ömrünün dönemlere ayrılmasının etkilerini Muhasebede Dönemsellik bağlamında değerlendirelim:

Dönemselliğin Vergisel Etkileri

Devlet, firmalardan belirli dönemler itibari ile vergilerin hesaplanmasını (Verginin Tarhı isimli yazımı okuyabilirsiniz), tahakkuk edilmesini (gerçekleşmesini) ve ödenmesini ister. Örneğin:

  • Katma Değer Vergisi (KDV) -> Aylık
  • Muhtasar Vergi -> Aylık veya 3 Aylık
  • Geçici Vergi -> 3 Aylık
  • Kurumlar Vergisi -> Yıllık

periyotlar ile beyan edilirler.

Dönemselliğin Muhasebesel Etkileri

Yukarıda saydığım muhasebenin görevleri üstünden gidelim. Ama tümdengelim yaparak tersen gidelim:

Raporlama ve Analiz :

Firmalar dönemler itibariyle finansal tablolarını oluştururken, bu tablolardan okuduklarını (çıkardıkları dersleri) yine dönemler itibari ile değerlendirirler. Ne demek mi istiyorum? Tane tane üstünden gidelim derim:

Firmaların 2 tane ana mali tablosu vardır:

  1. Gelir Tablosu
  2. Bilanço

Gelir tablosu, işletmenin belli bir dönem itibari ile gelirlerinin ve giderlerinin alt alta konulup, nihayetinde ne kadar kâr (veya zarar) edildiğinin görüldüğü bir rapordur. “Belli bir dönem”den kasıt AY, ÇEYREK (3 AY) veya YIL’dır. En az 3 ayda bir hazırlanması farz iken, bazı firmalar kendi istekleri ile aylık olarak da hazırlayabilirler.

Dönemsellik ilkesinin bir diğer kardeşi tahakkuk kavramıdır. “Tahakkuk etmek” demek “Gerçekleşmek” demektir. Muhasebedeki karşılığı ise bir gelirin veya giderin ilgili olduğu dönemin gelir tablosunda dahil edilmesidir. Yani faturası gelse de gelmese de, faturasını kessek de kesmesek de, ödense de ödenmese de, veya tahsil edilse de edilmese de, o gelir veya  gider bu döneme aitse mutlaka bu dönemin gelir tablsounda yer almalıdır.

Doğru dönemde tahakkuk yapmak önemlidir zira gelir tablosu dip toplamı üstünden hem gelir (kurumlar) vergisi ödenmektedir, hem de yönetime kritik kararlar vermesinde yardımcı olacak yönetim raporlamaları bu dip toplam üstünden yapılmaktadır. Yönetim Muhasebesi konulu makalemi okuyabilirsiniz.

Bilançonun durumu ise biraz farklıdır. Bilanço, gelir tablosu gibi belli bir dönem aralığındaki (örneğin 1 Ocak – 31 Aralık 2017 arası) işlemleri rapor etmez. Bilanço, şirketin belli bir tarihteki (örneğin 31 Aralık 2017) durumunu gösterir. Ancak yine de dönemsellik ile ilişkilidir çünkü dönemin son günündeki durumu raporlar. Daha ayrıntılı bilgi için Basit Bilanço Anlatımı konulu bilgilendirici yazımı öneririm.

Kayıt ve Sınıflandırma :

“Kayıt ve sınıflandırma” mali tablolara hizmet eder. Yani mali tablolara hangi verilerin düşeceği, atacağımız kayıtlara ve bunları mali tablolar üstünde hangi kalemlerde göstereceğimize (sınıflandırmamıza) bağlıdır.

Yukarıda da belirttiğim üzere, bir işlem özü itibari ile ilgili döneme aitse, faturası olmasa da veya ödenmemiş olsa da ilgili döneme kayıt edilmelidir. Dönemselliğin yerine gelmesini sağlayan bu hesaplara tahakkuk hesapları denir ve 2 türlüdür:

  • Gelir Tahakkukları Hesabı (181 hesap)
  • Gider Tahakkukları Hesabı (381 hesap) – Gider Tahakkuku Nedir konulu yazımı okuyabilirsiniz.

Tahakkuk hesaplarının haricinde muhasebede dönemsellik ilkesine aracı olan başka hesaplar da mevcuttur. Örneğin:

Muhasebede Dönemsellik Kavramını özet halde ve özünü vererek anlattığımı düşünüyorum. Faydalı bir içerik olduğunu da umuyorum.

Kaynak: http://www.muhasebep.com/muhasebede-donemsellik-kavrami-nedir/ (Aydın TUZCU)

 

Yorum Yap